Psikolojik Bilgilerin Pratiğe Uygulanması

Psikolojik Bilgilerin Pratiğe Uygulanması

İlk seansı hemen her zaman çocuğun yaşına göre ayarlanan bir görüşmeye ayırmak yerinde olur. Her ne kadar sempatisini kazanmazsak bile hiç olmazsa düşmanlığını zayıflatmış oluruz. Bu görüşme sırasında çocuğun psikolojik davranışları konusunda bir fikir elde edilenilir. Böylece güvenen, kolay kanmayan ya da ikna edilmeye hazır, sinirli, komedyeni aklı başında, merkalı bir sürü tip koltukta birbirini izler. Her biri için ayrı bir davranış şekli vardır. Gerçekten yola gelmez, dengesiz ya da sakat çocuklara ayrı bir ilgi göstermek, gerekirse premedikasyon bazen de genel anesteziye başvurmak yerinde olabilir.

Her şeyden önce çocuk, kendisini güven içinde hissetmelidir. Pedodontist, çocuk karşısında çok sert, kararsız ya da pasif olmamandır.

Yaşına göre çocuğun hayal gücüne başvurulabilir. Onlardan oyuncaklarını ve ailedeki kişiler anlatması istenebilir. Çoğu kez, çocuktan önce, eş âlet ve hareketlerle bir bebek ya da oyuncak ayının tedavisi etkili olabilir. Eğer çocuk evcil hayvanlarla yaşıyorsa, bu hayvanlar üzerinde onları konuşturmak, resimlerini yaptırmak denenebilir.

Ayrıca, televizyon, radyo, sinema, ve dergilerdeki bütün çocuk kahramanları tanımak gerekir. Bilye, resim, anahtarlık, gibi ufak hediyeler de pedodontist için önemli araçlardır.

En küçük çocukları anne kucağında muayeneye izin vardır ve gerekiyorsa hekim beyaz önlüğünü çıkarılmalıdır. Gerçekten, aşı ya da bademcik ameliyatı nedeni ile hekim ve hemşirelerle daha önceden ilişkisi olan çocuklar için beyaz gömlek korku ve heyecan kaynağıdır.

Anestezi, çekim, korku gibi bazı sözcükleri hiçbir zaman kullanmamalıdır. Böylece, “anestezi” yerine “dişleri uyutan su”, “çekim” yerine “dişlerin çiçek gibi toplanması” terimlerinden faydalanmalıdır. Çocukla, bulunduğu yeri ona unutturacak biçimde konuşmalıdır. Bununla birlikte kesinlikle yalana başvurmamalıdır.

Ses tonu her zaman aynı, ahenkli ve ciddi olmalıdır. Bağırmak hiç bir işe yaramaz, aksine, tedavi için gerekli olan sakin havayı bozmuş olur. Sabır ve uzun zaman, kızgınlıktan çok daha kuvvetlidir.

Yukarıda sayılanları iyi niyetle yerine getirmekle birlikte, başarısızlık ihtimali de haf zaman akılda tutulmalıdır. Bu tip çarelere rağmen, çocuğun kaygı duygusu entelektüel gelişimine bağlı olup, yaşla birlikte artar. Bunda da en önemli rolü, her fırsatta tekrarlandığı gibi, çocuğun çevresi ve özellikle aile bireyleri tarafından anlatılan diş hekimine ait ağrı ve korku hikâyeleri oynar. Çocuğun düşüncesininde ağrı-diş hekimi kavramları birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar.

Bu durum,  tedavi sırasında ana-babanın muayene odasında bulunmaları ile daha da artar ve çocuğun kaygısı, korkusu kuvvetlenir. MARMASSE'a göre: “Anne-babanın varlığı çocuğun güvensizliğini arttırır ve çocuğa hâkim olabilmek için önce anneyi itaat altına almak gerekir”. Annenin bazı nedenlerle muayene odasından uzaklaştırılması mümkün değilse, çocuğun görüş alanının dışarısında ve salt bir sessizlik içerisinde bekletilmesi sağlanmalıdır. Çünkü en uysal çocukta bile merak, beklenmedik bir anda annenin yaptığı bir hareket söylediği bir söz karşısında (başını ondan yöne ansızın çevirmesine böylece sakıncalı durumlara yol açılmasına sebep olabilir).

Ayrıca çocuğa, kendisine uygulanan tedavide, hekime yardımcı oluyor hissi verilmelidir. Bunun da en etkili ve pratik yolu, ilk seanstan itibaren eline normal bir ayna vererek yapılan tedavi işlemini ona izletmektir. Bu metot, çocuğun merak ve korkusunu yenmeye, dikkatini yapılan iş üzerinde toplamaya yardım eder. Ağzını çalkalayacağı bardağı kendisine doldurtmak, kraşuvarı çalıştıran düğmeye basmasına izin vermek çocukla hekim arasında bir yakınlık doğmasına yol açabilir.

ÇOCUKTA MUAYENE

Başarılı bir tedavi yapabilmek için, her şeyden önce doğru bir tanının konulması gereklidir. Doğru tam ise ancak, sistemli klinik ve yardımcı muayenelerle olur. Bunun için de belirli kurallara uymak ve belirli bir sıra izlemek gerekir.

Muayenede izlenecek yol, çocukta, erişkinlere göre oldukça değişiktir. Çünkü çocuk, çok kez istenilen cevabı veremez ya da yanılır. Bu bakımdan, sübjektif belirtilerden çok, objektif belirtilere göre tanıya gidilir.

Küçük bir hastanın muayenesi iki büyük unsura dayanır:

A. Genel durum:

1. Psikolojik faktörler

2. Fiziksel faktörler

3. Yaş faktörü

B. Diş ve ağız durumu:

1. Ağız boşluğunun genel durumu

2. Dişlerin muayenesi.

Yorumlar (0)
Yorum Yap