ÇOCUĞUN DAVRANIŞ VE REAKSİYONLARI

ÇOCUĞUN DAVRANIŞ VE REAKSİYONLARI

Çocuk psikolojisi üzerinde pek çok durulmuştur, fakat gene de söylenecek pek çok şey vardır. Çocuk nöro-psikiyatrisi durmadan gelişen metotlarla doludur. Çeşitli testler, çocuğun ruhunu daha derinden tanımaya yardım ederler.

 

Burada özellikle, normal davranışlı çocuk hastalar karşısında olduğu kadar, korkak, uysal olmayan, bazen aşırı derecede yaramaz, âsi, ya da yola gelmez çocuklar karşısında bilinmesi gereken bazı noktaları belirtip anlatacağız.

 

Muayenehaneye getirilen çocuktaki ilk reaksiyonun, hemen her zaman korku olduğunu söylemek yerindedir. Bu korku duyusu çok karışık bir mekanizma ile oluşur. Temelinde çok çeşitli ve değişiktir. Çocuğun tabiatına göre öbürlerine üstün gelen impulsiyon'lar vardır. Korku bazen, belirli olmayan bir tehlike önünde gösterilen bir reaksiyon olduğu gibi, bazen duyulan ve geçirilen olaylara bağlı çok şiddetli bir kaygıya dayanabilir. Kaygı çok kez bütünüyle bilinçaltı olan motifler tarafından yaratılır. Esasen çocuk, imgesinin, duyularının ve anılarının etkisi altında yaşar.

 

Patolojik kaygı, bir ya da birçok fizik belirtinin eşlik ettiği çok üzüntü verici bir duyudur: solgunluk, sinir krizi, kalp çarpıntısı, terleme, barsak spazmı vb.

 

Korku, kızgınlık ya da heyecan, aşırı derecede adrenalin salgılanmasına yol açarlar. Adrenalin vazo-konstrüktif bir maddedir; aşağıdaki fenomenlerin ortaya çıkmasına yol açar : 

-kanda şeker artması,

-kaslarda kasılma gücünün artması,

-kanın pıhtılaşma süresinin azalması.

 

Adrenalinin kaslarda kasılma meydana getirmesi çocuklarda, onları bekleyen olaylara karşı bir hazırlık olarak yorumlanabilir: kaçma ya da «pedodontist çocuk anne arasında» savaşa hazırlanmak üzere. Böylece heyecan ve korku, bazı çocuklara olağanüstü bir kuvvet verir ve istenmeyen bir durumu elimine etmek amacı ile organizmanın bütünü reaksiyon gösterir.

 

Ağrı duyusu, bilinç merkezi olan beyin kabuğu tarafından verilir. İçgüdüsü ve coşkunların merkezi thalamus'tur. Şu halde her türlü ağrı duyusu:

-Gerçek ağrı,

-Psişik ağrı elemanlarından meydana gelir.

 

Bilindiği gibi korku ağrıyı kuvvetlendirir, oysa sakinlik ağrı duyusunu azaltır. Çoğu kez ağrı, acı çekme korkusunun doğurduğu koşullu bir reflekse dayanmaktadır. Hastayı, tedavinin gerçek ve doğal akışına inandırarak bunun tersi olan refleksi uyandırmak denenir.

 

Çoğu kez ana-baba, “hekim-hasta” anlaşmasına yardımcı olmadığından, korkunun gerçek nedenini açığa çıkarmak uzun süreli ve bazen güç olabilir.

Ayrıca, diş sürmesi sırasında meydana gelen ağrı ve rahatsızlık duyusu da çocuğun kaygısını stimüle edecektir. Dişlere ait gizli komplekslerin ilk ortaya çıktığı dönem budur; artık anne ile değil de diş hekimi ile kuracağı ilişki, çocuğun dikkatini hekimin uğraştığı ağız boşluğunda toplar. Sonuç olarak, o âna kadar gizli olan kaygıları aktif duruma geçer.

Bazı çocuklarda bu dönemde “Oidipus kompleksi» ”ortaya çıkar: çocuk bilinçsiz olarak annesi, babası ya da kardeşleri için duyduğu hırsı, diş hekimi üzerine yöneltir; bu durum bir asistanla çalışmayı zorunlu kılar. Çocuğu yola getirmek mümkün olmadığında, onu başka bir diş hekimine yollamak, yani kişi değiştirmek yerinde olur. Eğer bu transfer başarılı olmuşsa, bundan sonra çocukla dostluk kurmak mümkündür.

Yorumlar (0)
Yorum Yap